ÇALINAN TÜRK TARİHİ
AVRUPA>EUROPA>YARP>YUROP>YUROPA
Avrupa sözünün köken bilgisini/etimologysini aşağıda sunacağız. Bu konuları gündeme getirdiğimiz zaman bazı kimselerin nerede ise kalplerinin tersinen bir atışa uğradığını görür gibiyiz. Aslında bu konuları bizden 81 yıl kadar önce Merhum Yusuf Ziya üstadımız da gündeme getirdiğinde, o günde ona yapılanların benzerlerinin aynen bizlere de yapılmaya çalışıldığına tanık oluyoruz. Bereket versin 1920 li yılların Türkiye’si ile 2000 li yılların Türkiye’sinde bu konularda epeyce yol alındı. Bugün hiç olmazsa, bizleri candan dinleyebilecek, anlattıklarımızı anlayabilecek, en azından anlamaya, kavramaya, öğrenmeye çalışacak nice yetişkin beyinlerimiz vardır.
Ülkemizde yetişmiş, öğrenim görmüş, akademik formasyon=biçim almış pek çok insanımız, harıl-harıl okumak ve araştırmak için can atıyorlar. İnternet kahvelerde sırf oyun tuzaklarıyla çürütülen gencecik beyinlerin, bir an önce okumaya, araştırmaya yönlendirilmelerinin yolları bulunmalıdır.
Yaptığımız tespitlere göre, Asya ile Avrupa Kıtalarının her ikisinin adı da Türkçedir. Asya Kıtası ile ilgili ayrıntılı açıklamalarımızı daha önce Asya Bölümünde yayınladık. www.bilgeata.com Tıklayınız. Şimdi de Avrupa Kıtasının adının Türkçe olduğu ile ilgili belge ve bilgileri sunacağız.
Türklerden bazı oymaklar, kadim devirlerde -ön devirlerde- zaman-zaman Hak Dinden uzaklaştıklarında, tabiatın/doğa’nın pek çok bölümünü totem olarak seçmişlerdir. Buna rağmen Türklerden büyük çoğunluk Tevhid Dinine olan bağlılıklarını sürdürmüşlerdir. Bunun en şaşmaz örneği: “TENRİ, TANRI, TENGRİ” Adının ne eril, ne dişil olmamasıdır. Ne yazık ki, TDK, Slapça’dan, Slavca’dan dişil eki alarak bu eki Türk diline katmışlar. Slavca: “kıral’ın dişisine kıral-itsa, Kıralitça, Kıraliçe” denir. TDK bu itsa, itça ekini Tanrı sözüne ekleyerek TANRI-ÇA yapmış.
Tevhid Din’inden sapanlardan bir bölük ise totem saydıkları doğa’nın çeşitli unsurlarına tapınmışlardır. Bu sebeple çoğu zaman Boy ve Oymakların adlarını da bu totemlerden almışlardır. Buna Avrupalı dillerden alınarak: {TEO-FERİK=İLAHÎ KAYNAKLAI} denir. Aslında TEO sözü de öz be öz Türkçedir. İşte Avrupa sözü de bu inanışlarından kaynaklanmıştır. Türkler kadim devirlerde -ön- devirlerde AY’I veya AY’IN bir durumunu, totem olarak kabul etmişlerdir. Bu durum ise AY’IN parlak, solgun-nurlu ışığıdır. Bu ışığı kendilerine ad olarak seçen Türk Oymağı YARP; YUROP; YUROPA oymağı, kadim devirlerde Avrupa’yı Yurt edinmişti. Bu Türk Oymağının Vatanına, Yurduna, yani bu günkü Avrupa Kıtasına bu Türk Oymağının adı, ad olarak verildi.
AY Oymağı’nın Kızılderili Kıtasında binlerce yıldan bu yana buraları yurt edindiklerini, AY’LARIN Yurduna İOWA>AYOVA denildiğiyle ilgili belge ve bilgileri www.bilgeata.com İOWA başlığı ile yayınladık. Tıklayınız.}
Türklerin Boy ve Oymak’larının kendilerine ad olarak seçtikleri adların pek çoğu Teoferiq=İlâhî kaynaklıdır. Avrupa’ya adını veren YARP; YUROP; YUROPA adlı Türk Oymağının bu adı da İlâhî kaynaklı bir addır. Bu ad, YARP, YUROP, YUROPA adıdır ki, AY’IN solgun parlaklığından bu Türk Oymağı kendi Oymağına ad olarak almıştır. Günümüzden en az dört ila altı, bin yıl önce bu Kıtayı Yurt olarak seçen bu Türk Oymağının bu adı, aynı söyleniş ile bu Kıtaya ad olarak verilmiştir.
Daha sonraki dönemlerde bazı Türkler EVROPA, bazıları AVRUPA şeklinde kullanmaya başlamışlardır. Anadolu Türklerinin kullandıkları AVRUPA şeklindeki kullanılış ise Türkler ve Müslümanlar arasında yaygınlaşmıştır. YARP, YUROP ile YURAPA şeklindeki kullanılış ise, Avrupalı uluslarca tercih edilmektedir ki, bu şekildeki kullanılış tarzı: YARP-YUROP ve YUROPA adlı Türk Oymağının beş-altı bin yıl önceki adının aynısıdır.
EUROPOS >Europs
YARP>YUROP>YUROPA=AVRUPA.
“AY'A ait olan bir ad' da {europos} OROPOS veya Avrupa'dır. Güya ZEUS bunun güzelliğine vurularak bir rivayette bizzat kendisi bir boğa şekline girmek sûretiyle, başka bir rivayette boğa yardımıyla bunu kaçırır. Velker'in bu konudaki araştırmalarından sonra mitologlar bunun Selene ve İyo gibi AY'IN bir kişileştirilmesi olduğunu, kaçırılmak olay'ının Güneş'e ait bir masaldan ibaret olduğunu kabul etmektedirler. Böylece Avrupa, vaktinde boğa-güneş tarafından kaçırılan AY'IN çehresi olup, Gecenin Göğü; onu dalgalar üzerinde gezdirdikten sonra, yine gece göğü'nde ortaya çıkar.”{Velker. Jerard: Yunan Mitolojisi. De Şarm. Mitoloji 617 Yusuf Ziya naklen}
“Avrupa sözünde AY'IN bir kişileştirilmesini gören mitologlar, Hezekiyos'un bir ibaresine dayanarak bunu karanlık, gurup, batma, batış görüşleriyle açıklamak isterler. Bundan dolayı Avrupa'nın Asya'ya nispetle Batı sayılmış olduğu görüşünde bulunurlar.
Gerçekten Avrupa; AY'IN bir niteliği ve unvanı olabilir. Zaten Velker; mitologiyi derin bir kavrayışla incelemiş, çoğunlukla masal ve hurafeler altında gizlenen gerçekleri keşfetmiş büyük bir mitologdur. Avrupa, Türkçe YARP sözüdür ki, parlak ve nûr yüzlü demektir. AY'IN nurlu çehresi tamamen bu niteliğe sahiptir. Bu söz Ermenilerce de YUROPA şeklinde Türkçe olarak söylenir. AVRUPA'NIN gurup, batı, batış anlamından alınmış olması görüşü yanlıştır. Aksine AY'IN bu niteliğini ilâhî kaynaklı TEOFERİQ bir ad olmak üzere kullanan bir Türk oymağı, en kadim zamanlarda Makedonya, Yunan sahasında ve daha ötelerde oturmuş olduğu için bu Oymağa izafetle o taraflara AVRUPA denilmiştir. Yavaş-yavaş bu ad genişleyerek ve gelişerek genelleşmiş ve bütün Avrupa Kıtasına Türkçe bir ad olmuştur. Avrupa sözünün Avrupa Kıtasına Türkçe ad olması, M.Ö: 2000 yılları arasında, yani 4 bin yıl önce olmuştur. Görülüyor ki, Türk YUROP Oymağı; bundan nice bin yıllar önce, Milat'tan 40 asır kadar önce Makedon, Yunan ve Kıtanın içlerinde yaşamaktaydılar.
Özetle Ay'a ait olan ilâhe'lerin adları, şu açıklananlardan anlaşılacağı üzere hemen-hemen hepsi Türkçe sözlerdir. Anlaşılan Türk Boy ve Oymakları değişik ağızlarla AY'IN herhangi bir niteliğine göre değişik adlarla gece kıraliçesini kutsuyorlardı. Bunlardan başka, MENE, SELENE gibi daha başka adların da Türkçe olduklarına şüphe etmiyorum.” {Yusuf Ziya Yunandan Evvelki Türk Medeniyeti İstanbul 1928 S=106 Arap harfleriyle}
Yarp-Yuropa=Avrupa sözü: Divan-ü Lügat-it-Türkte:
"Yarp: İnsan sevindiği zaman yüzüne gelen parlaklık, yalabıklık.
Anıng yarpı yazıldı=Sevindiği için onun yüzünün damarları çekildi, yalabıdı, güzelleşti." şeklinde kayıtlıdır.” {Divan-ü Ligat –it- Türk Kaşgarlı Mahmut Tercüme. Besim Atalay Tdk. Ankara C=3. S=6}
YARP sözü, YALP olarak ta söylenir. Yalp-yalp yanıyor da denir ki, par-par parlıyor demektir. Ermeniler, uluslaşmadan önce bu sözü, YUROP şeklinde o günkü YUROPA Türk Oymağı'nın adının aynısı olarak kullanmakta olduklarını artık biliyoruz. Ermenilerin kullandıkları YUROPA sözü, Türkçe YUROPA adlı Türk Oymağının adının Ermeni ağzındaki kadim şeklinin Türkçe söylenişini gösterir.
ARMENLER, ERMENİLER iki bin altı yüz, en iyimser rakamla üç bin yıl önce Türk Oymaklarından birisi olan FİRİG Oymağının DNA ve GEN şifrelerinin İlâhi ortamda değiştirilmesiyle uluslaştılar. Uluslaştıkları bölge, bugün TIRAKYA dediğimiz bölgedir. Burada tutunamayan Armenler, Kap ve Kas Türk oymaklarının Yurdu olan Kafkaslara kaçtılar. Zaman içinde orada da tutunmayan Armenler=Ermeniler Güneydoğu Anadolu’daki Kardukların, Peçeneklerin, Kaliblerin, Kaldelilerin, Urartuların, Hurri-Mitannilerin arasına sığındılar. Ne Ermeniler, ne Kürtler Anadolu’nun yerlileri değil, aksine sığınmacılarıdır. Bu sığınma 2600 yıl önce gerçekleşti. O dönemlerde bile Ermeni kırallarının adları Türkçe idi. Bu konuda İnşallah yakında yayınlanmasını umduğumuz:
“KARDUKLAR KÜRTLERİN ATALARI MIYDI?
KÜRTLER ANA DİLLERİNİ NİÇİN UNUTTULAR” adlı Eserimizde geniş bilgi bulacaksınız. Bugün bizim AVRUPA şeklinde kullandığımız bu sözü, Avrupa'da yaşayan uluslar: YUROP, YUROPA şeklinde; Türk YUROPA Oymağının adıyla birebir aynısını kullanmakta olduklarını apaçık görüyoruz. YUROP, YUROPA ve sonunda AVRUPA şekline giren bu sözün, kadim bir Türk Oymağının adından gelmiş olması, cidden sevindiricidir. Asya'dan sonra ikinci Kıta'nın adının dahi Türkçe olması, kadimden de kadim devirlere gittiğimizde şu araştırmalarla Tek Ata-Tek Ana kavramına doğru, yani kökene doğru yapmakta olduğumuz belgesel yolculuğumuzda, ana köke, ana soya ulaşacağımızın işaretlerinden birisini daha belgelemiş olduk.
“ALEV” sözü; Farsça sanılan Türkçe bir sözdür. ALEV, ALAV, ALAF şekillerinde de söylenir. Bu sözün kökü “YAL” sözüdür. Bu sözden az ışımak olarak YAL-DIRAMAK fiili türemiştir. Zamanla Y harfi düşmüş AL şekline girmiş olsa gerektir. AL sözü de ateşin rengini anlatır. Bundan ötürü Türkler Şeytan'a da ALBIZ derler. Bu söz ALAVIZ, ALABOZ olarak ta söylenir. ALAVIN, YALAV şeklinde kullanılışı da vardır. Yusuf Ziya bu şekli tespit etmiştir. Divanda:
"Yaldıra-=az ışımak, yaldırı=az parlamak, Yaldırık, yalıdruk=Cilalı, parlak, süslü. Yolduruk, Yulduruk, yaldırak, yalltırık." Yaltırı. “ {Divan-ü Lügat-it-Türk Kaşgarlı Mahmut age. C=4 S=733-734}
Divan-ü Lügat-it-Türk’te YALDIRAMAK sözü, aynı anlama gelir bir sözdür. ALEV sözünün ses uyumuna göre söylenişi halk ağzında ALAF olarak korunmuştur. Askerlikte bölük komutanı, tüfeklerde barutun ışığının görünmemesi için tüfeklerin namlu ucuna takılan delikli bir huniyi askerlere şöyle öğretir:
“Bu huninin adına: ALEV ÖRTEN HUNİ” denir. “Ateş edildiği vakit, karşıdaki düşman, nereden ateş edildiğini göremesin diye tüfeklerin namlu ucuna takılır” diye öğretmiş. Bir gün komutan denetime gelmiş. Mehmetçiğe bu huninin adını ve görevini sormuş. Mehmetçik hiç duraksaman: “ALAFORTAN FONİ” Komutanım demiş. Komutan, Bölük komutanına: “Siz Erata Frenkçede mi öğretiyorsunuz? Tebrik ederim” demiş. “ALEV ÖRTEN HUNİ; Mehmetçiğin ağzında:”ALAFORTAN FONİ” şekline girmiş. Söz: “ALAF, ORTAN, ÖRTEN HUNİ, FONİ” HUNİ-KONİ denilen KONİK nesne. Bu söz, gerçekten Frenkçeye benziyor.
Bütün bu belgelere göre Avrupa sözü, hiç bir itiraza meydan bırakmayacak kadar açık Türkçedir. Buna göre Türkleri Asya’da yaşamış, at sırtından inmemiş, çadırlardan çıkmamış, olarak dünyaya yaymaya çalışmak, Türk tarihini tanımamak demektir. Oysa Türkler bundan 4-5 bin yıl önce Avrupa Kıtasına Türkçe ad veren bir Ulustur.
Avrupa’nın ilk adının da Türkçe olduğunu biliyoruz. Türkler 10 bin yıl önce Üsküdar semtine geldikleri zaman karşı tarafa KUT-YAK adını verdiklerini üstat Kâzım Mirşan Hocamız haber veriyor. KUTYAK sözü, KUTLU-YAKA anlamınadır. Türklerin Avrupa’daki varlıklarının bilimsel belgeleri çoksa da: -Y- Kromozomu: www.bilgeata.com Tıklayınız.
Şimdiki Türkler; Avrupa parasına: {YUROPA} deseler, YUROPA Türklerinin adını yaşatmak için bir vefakârlık olurdu.
29-Ekim-2009 Ulus Ankara
Rüstem KOCADURMUŞOĞLU
Eğitimci Yazar-Teolog-Kökenbilimci
Bilge Ata Ξ̲̅ ✫TÜRKİYE Ξ̲̅✫
|